Orta Asya, stratejik konumu ve muazzam ekonomik potansiyeliyle uluslararası yatırım ve altyapı geliştirme için bir merkez olarak ortaya çıkıyor.
Küresel liderler ve uluslararası örgütler giderek daha fazla bölgeye odaklanıyor ve küresel ekonomiye entegrasyonu için yeni fırsatlar duyuruyor.
Konuyla ilgili News.Az sitesinin haberine göre, değişen jeopolitik manzarayı ve enerji ve gıda güvenliğine yönelik kritik ihtiyacı fark eden G7 ülkeleri, Orta Asya altyapı projelerine 200 milyar dolara kadar yatırım yapma planlarını açıkladı. Bu ortaklık programının temel amacı tedarik zincirlerini çeşitlendirmek ve küresel gıda ve enerji güvenliğini sağlamayı hedefliyor. G7 ülkeleri, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri 2027 yılına kadar gelişmekte olan ülkelere toplam 600 milyar dolar yatırım yapmayı planlıyor. Bunun 200 milyar doları özellikle Orta Asya ülkeleri için ayrılması planlanıyor.
Bu önemli yatırım, ulaşım ve lojistik altyapısının geliştirilmesine, temiz enerji üretimine ve nadir toprak metallerinin çıkarılmasına ve işlenmesine odaklanacak. Kazakistan, bu iddialı projeleri uygulamak için önemli bir alan olarak belirlendi.
Yapılan toplantıda, ABD Küresel Altyapı ve Yatırım Ortaklığı Programı Özel Koordinatörü Helaina Matza, Kazakistan’ın bu girişimler için önemli bir varış noktası olarak öne çıktığını söyledi. Bu arada Kazak heyeti, Matza ile Kazakistan'ın ulaştırma ve lojistik, temiz enerji üretimi, tarım ürünleri ve nadir toprak metallerinin çıkarılması ve işlenmesi gibi projelerine yönelik ABD yatırımlarının potansiyelini görüştü.
Bu arada çabalarını artıran Avrupa Birliği, Küresel Geçit stratejisinin bir parçası olarak, Trans-Hazar güzergahına destek de dahil olmak üzere Orta Asya'nın ulaştırma bağlantılarına yoğun yatırım yapmayı planlıyor. AB, bölgenin ulaştırma altyapısına 10 milyar avro yatırım yapma taahhüdünde bulundu. Avrupa Komisyonu, Çin, Kazakistan, Hazar Denizi, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye'yi geçen Trans-Hazar güzergahını desteklemek için Küresel Geçit stratejisi kapsamında bölgesel bir ulaştırma programı geliştiriyor. Bu proje, bölgedeki transit hacimlerini artırmak ve ekonomik büyümeyi teşvik etmek için hayati önem taşıyor.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Orta Asya'nın ulaştırma altyapısını iyileştirmenin 33 altyapı projesi için 18,5 milyar avro yatırım gerektirdiğini tahmin ediyor. Kazakistan, 5,5 milyar avro değerinde 13 projeden sorumlu olacak. Başarılı bir uygulama, Trans-Hazar güzergahının kapasitesini 2040 yılına kadar 6 milyon tondan 26 milyon tona çıkarabilecek.
Orta Asya'nın ulaşım altyapısını geliştirmenin önemli yatırımlar gerektirdiğini vurgulayan EBRD uzmanları, Kazakistan, ulaşım erişilebilirliğini artırmayı ve Asya ile Avrupa arasındaki ticaret rotalarını genişletmeyi amaçlayan projeler için bir platform sağlayarak önemli bir rol oynuyor.
Yenilikçi Ekonomi Enstitüsü'nde uzman olan Maqbat Spanov, News.Az'a yaptığı açıklamada, ‘’ Orta Asya'nın Doğu ve Batı ülkeleri arasındaki rekabette önemli bir unsur haline geldi. Rusya ve Çin arasındaki konumu göz önüne alındığında, Orta Asya Avrupa'dan oldukça uzak kalmaya devam ediyor ve bu da politik riskler ve istikrarsızlık oluşturuyor’’ dedi.
Spanov, "Sonuç olarak,hem Doğu ülkeleriyle hem de Batı Avrupa ile rekabet etmeliyiz. Rusya ve Çin, bu rekabete yanıt olarak projelerini ilerletiyorlar. Çin, Kuşak ve Yol Girişimi ile özellikle aktif ve tüm Orta Asya ülkeleri, özellikle ulaşım koridorları ve küresel pazarlar için ek ürün ve temettü potansiyeli açısından bu projeyle ilgileniyor. Ülkelerimiz, kültürel ve ekonomik bağımlılıklarını göz önünde bulundurarak bu zorluğun üstesinden dikkatli bir şekilde gelmeli. Hem Rusya hem de Çin ile ilişkilerimizde dikkatli olmalıyız’’ dedi.
G7 ve Avrupa Birliği'nin Orta Asya'nın altyapısına yaptığı yatırımlar, sürdürülebilir ekonomik kalkınma ve bölgenin yaşam standartlarını iyileştirmek için yeni yollar açıyor. Ancak bu projelerin başarıyla hayata geçirilmesi yalnızca finansal desteğe değil, aynı zamanda değişen küresel manzaraya ve modern küreselleşmenin getirdiği zorluklara uyarlanmış, devletler ve özel yatırımcılar arasında stratejik ortaklıklara da ihtiyaç duyacaktır.