The Times of Central Asia (TimesCA) Robert M. Cutler imzasıyla, "Türkiye'nin Türkmenistan Gazı ve Türkiye'nin Gaz Üssü Olma Planları" başlıklı bir yorum analiz yayınlandı.
Avrasya Bölgesi yorumlarıyla tanınan ve Merkezi Avrasya Araştırmaları Derneği, Asia Times, The National Interest, National Post, FSU Oil&Gas Monitor gibi yayınlarda makaleleri yer alan Robert M. Cutler, Türkiye'nin gaz üssü olma yolundaki zorluklarını paylaştı.
Yazıda, Türkmenistan ile Türkiye arasında 25-26 Nisan tarihleri arasında Türkmenistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Gurbanov ile Türk mevkidaşı Burak Akçapar arasında görüşmeler yapıldığı belirtilirken, Antalya Diplomasi Forumu'nun devamı olarak ticari, ekonomik, kültürel, insani işbirliklerinin yanı sıra enerji sektörünün ele alındığı kaydedildi. İki ülke arasında doğal gaz sektöründe işbirliğini amaçlayan mutabakat zaptı ve iyi niyet mektubu olmak üzere iki belge imzalandığını hatırlanat yazar, "Teorik olarak bu, iki ülke için olduğu kadar Avrupa için de olumlu bir gelişme gibi görünüyor. Türkmen gazının Türkiye'ye ve Avrupa'ya ulaşmasının muhtemel iki yolu (1) Hazar Denizi ve Azerbaycan üzerinden ve (2) gaz takası anlaşması yoluyla İran'ın mevcut boru hattı altyapısı üzerinden olacaktır" yorumunu yaptı.
"TAHRAN, KENDİ GAZINI AVRUPA PAZARINA SUNMAYI TERCİH EDECEK"
Türkmen gazının kıyıdan kıyıya yüksek hacimli bir boru hattı yoluyla Avrupa'ya yılda 31 milyar metreküp ihraç edilmesi projesinin geçmişte denendiğini ve yakın zamanda gerçekleşmesinin mümkün olmadığını savunan Kanadalı yazar, "Türk Gaz Merkezi" fikrinin Ukrayna-Rusya Savaşı sonrası gündemde güçlü bir şekilde yer bulduğunu belirtti. Araştırmacı-Yazar Robert M. Cutler, yorumunu şu cümlerle sürdürdü:
"Rusya'nın Gazprom ile Avrupalı firmalar arasındaki ticareti, Gazprom'un gaz üretiminin gizleneceği ve anonimleştirileceği bir platform sağlayarak depolitize etme arayışından 'Türk Gaz Merkezi' fikri doğdu. Alıcılar ve satıcılar Türk aracılığı ile buluşabilecek. Ancak Türkiye, Gazprom'la piyasanın altında fiyatla gaz satışı için uzun vadeli sözleşme şartı getirerek avantaj sağlamaya çalışıyor. Bu, Türk aracılarına bir rol garanti edecek ve ayrıca zorunlu hizmet ücretleri yoluyla onlara bir kar marjı sağlayacaktır. 'Takas' operasyonları Türkmenistan, İran ve Azerbaycan arasında gaz alışverişi anlamına geliyor; ancak bu yalnızca birkaç milyar metreküp anlamına gelecektir. Tüm katılımcılar aynı fikirde olsa bile hala bazı sorular var : Avrupa'daki gaz fiyatı göz önüne alındığında takas işlemleri karlı olacak mı? İran Türkmen gazı takasını kabul etse bile Tahran anlaşmayı iyi niyetle uygulayabilecek mi? Aslında Tahran, rekabetçi Türkmen gazını kendi topraklarından geçirmek yerine, kendi gazını Türkiye ve Avrupa pazarlarına sunmayı tercih edecek. Ayrıca Azerbaycan'ın ihracat amaçlı ürettiği gazın halihazırda uzun vadeli anlaşmalar kapsamında alıcıları var. Azerbaycan, Türkiye'deki gaz merkeziyle ancak gelecekte uzun vadeli sözleşmelerle satılamayacak miktarda gaz üretmesi durumunda ilgilenecektir. Daha sonra bu tür fazlalar, transit ve kârlılığın garanti edildiği varsayılarak kısa vadeli sözleşmeler kapsamında bir gaz merkezinde satılabilir."
"TÜRKİYE'NİN PLANINDAKİ ZORLUKLAR"
Cutler, başarılı bir gaz merkezi oluşturmanın dikkatli planlama, çeşitli paydaşların koordinasyonu, iyi alt yapı geliştirme, piyasa düzenlemeleri ve operasyonlarda en iyi uygulama bağlı kalma gibi farklı süreçler gerektirdiğini belirtirken, Türkiye'nin ilk etapta aşması gereken problemleri şöyle özetledi:
"Fiziksel ve sanal gaz merkezleri arasında ayrım yapmak da önemlidir. Fiziksel gaz merkezi, doğal gazın depolanması, ticareti ve iletimi için fiziksel altyapıya sahip belirli bir konuma odaklanır. Sanal bir gaz merkezi, bu tür merkezi bir fiziksel altyapıya ihtiyaç duymadan, önemli ölçüde farklı bir şekilde çalışır. Sanal gaz merkezleri, gaz ticaretinin finansal ve sözleşmeye dayalı yönlerine odaklanır. Bunlar endüstriyel ve piyasa uygulamalarının esnek ve etkili bir evrimidir. Fiziksel bir merkez, boru hatları, depolama tesisleri ve LNG terminalleri gibi fiziksel varlıklara önemli miktarda yatırım gerektirirken, sanal bir merkez, mevcut altyapıya ve dijital pazara dayanır. Türkiye'de fiziksel veya sanal gerçek bir gaz merkezi oluşturmak, daha fazla katılımcının ilgisini çekmeyi gerektirecektir. Bu da bilgi teknolojisi ve siber güvenliğe önemli ölçüde daha fazla yatırım yapılmasını gerektirecektir. Bu iki arzuya odaklanılmış çabalar ve piyasa reformları ile ulaşılabilir."
Yazara göre, Türkiye için daha zorlu süreçler ise üç aşamadan oluşuyor. Fiyatlandırma, finansal araçlar ve Avrupa ile entegrasyon olarak başlıkları özetleyen Robert M. Cutler yorumlarını şöyle sürdürdü:
"İlk olarak, ülkenin düzenleyici çerçevesinin serbestleştirilmesine ve fiyatlandırmada şeffaflığa ihtiyacı olacak. Burada gerekli politika reformları önemli olacaktır. Özellikle sanal bir merkez için Türkiye'nin, gaz altyapısına şeffaf ve ayrımcı olmayan erişimi sağlayan, tamamen liberalleştirilmiş ve rekabetçi bir gaz piyasasına ihtiyacı olacaktır. Bu yönde ilerleme kaydedilmiştir ancak yerleşik merkezlerde uygulanan en iyi uygulamalarla uyum sağlamak için, özellikle izinlerin düzenlenmesi yoluyla daha fazla reform yapılması gerekmektedir.
İkinci olarak, gaz ticareti için daha gelişmiş finansal araçların geliştirilmesi de gerekli olacaktır. Ülkenin yerel mali, bankacılık ve sigorta rejimlerinin bunun mümkün olması için yeterince iyi koordine edilmiş ve ustalıkla dengelenmiş olup olmadığı açık değildir. Bilgi teknolojisine ve ticaret platformlarına yatırım yapmak çok önemlidir. Türkiye halihazırda risk yönetimi araçları başta olmak üzere kapsamlı gaz ticareti mekanizmalarını destekleyecek teknik ve mali altyapıya sahip değildir.
Son olarak ve en sorunlu olanı, her ne kadar Türkiye'nin boru hattı ağı Avrupa ağına bağlı olsa da, gerçek bir gaz merkezinin yaratılması bunların daha derin ve kapsamlı entegrasyonunu gerektirecektir. Bunun başarılması, Türkiye'nin kontrolü dışındaki üçüncü taraf faktörler ve ciddi yatırım ihtiyacı nedeniyle karmaşık hale geliyor"
Ve yazara göre, Orta Asya ve Avrupa'yı kapsayan, Türkmenistan ile Türkiye arasındaki gaz işbirliğine yönelik planlar iddialı beklentiler olarak kalmaya devam edecek.