İtalyan Endüstri ve Enerji araştırma şirketi Ricerhe Industriale ed Energie uzmanı Francesco Sassi, projenin zayıf temelli olduğunu savunurken, Suudi Arabistan ve İsrail ticaretini etkileyecek olması boyutuyla ‘Suveyş veya Kızıldeniz’ kadar önemli bir koridor olup olmayacağının zaman ve şartlara bağlı olduğunu söyledi.
Agenzionova sitesine demeç veren Sassi'ye göre, projenin Süveyş veya Kızıldeniz kadar önemli bir koridora giden potansiyel bir alternatif rota olup olmayacağını söylemek için henüz çok erken.
Francesco Sassi, tezlerini şu ifadelerle sürdürüyor:
«Orta Doğu'daki mevcut gerilimler bağlamında Ankara ve Bağdat'ın politik-ekonomik öncülüğüyle bağlantılı çok özel bir niyetten doğdu. Bölgede ABD Joe Biden yönetimine çok yakın konumlara sahip olan Suudi Arabistan ve İsrail'in önüne geçen bir koridor oluşturma arzusunun arkasında jeopolitik bir boyut da var.»
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ, SUUDİ ARABİSTAN, ÜRDÜN, KATAR VE İSRAİL’İN IMEC OLARAK ADLANDIRILAN Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru Projesi’nde bulunması da yeni projeye olumsuz etkenler arasında.
Projenin Orta Doğu'daki mevcut gerilimler bağlamında Ankara ve Bağdat'ın politik-ekonomik öncülüğüyle bağlantılı çok özel bir niyetten doğduğunu kaydeden İtalyan uzman, "Bölgede ABD Joe Biden yönetimine çok yakın konumlara sahip olan Suudi Arabistan ve İsrail'in önüne geçen bir koridor oluşturma arzusunun arkasında jeopolitik bir boyut da var . Yatırımlar ve yatırımcılar üzerinde politik ve ekonomik bir süreç var. Hürmüz Boğazı'ndan Lübnan'a, Kızıldeniz'den Irak Kürdistanı'na kadar Orta Doğu bölgesinde ortaya çıkan riskler çok güçlü görünüyor ve küresel finans ve uluslararası kuruluşlar, finansman için çekimser kalabilir" yorumunu yapıyor.
Uzmanın yorumunda, Türkiye'nin Gazze katliamı sürecinde İsrail karşıtı öncü rolünün de bu projeye etkileri olabileceği yönünde üstü kapalı yorumlar da dikkat çekiyor.